Fazıl Say "Gideceğim," dedi, gittirmediler, gönlünü aldılar ya. Son durumlara bakalım... Say kültür bakanıyla buluşmuş ve şu kararlar alınmış:
Nâzım Oratoryosu yurtdışında çalınacak, Frankfurt Kitap Fuarı dahil. Nâzım Hikmet'in
Şeyh Bedrettin Destanı eser eylenecek. İçinde senfoni orkestrası, mehter takımı ve dans ve bale grubu olacak (United Colors of Benetton ruhu). İstanbul üzerine bir senfoni hazırlanacak. Bakanın "Yahya Kemal üzerine de bir eser yapalım," ricası değerlendirilecek. Bir de havalaanına yakın ev tutmuşlar. Yok şaka... Ama bu gidişle Fazıl Say 'örovizyon'a da katılır seneye. Ne de olsa o da sipariş üzerine oluyor. Neydi Fazıl Say'ın isyanı? "Dinciler ülkeyi ele geçirdi, sanat tehlikede. Cumhurbaşkanı beni neden aramıyor?" Böyle bir şeyler (kelimeler benimdir). Peki 15 günde ne değişti? Önce "Yok, ben giderim demedim, gidebilirim dedim." Sonra "Aslında kalabilirim ama..." En son da "Madem ısrar ettiniz bir çay daha içeyim,"e geldik (kelimeler yine benimdir). O halde polemik takip sonucu: Fazıl Say kaldı ve beklediği ilgiye kavuştu, ama havaalanına gidip gelirken hâlâ zorlanıyor. Yeşilköy civarında bir ev hayal ediyor. Türkiye dincilerden kurtuldu, sansür kalktı, ifade özgürlüğü sağlandı, her şey harika...

Yayın tarihi: 11 Ocak 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/11/cm/haber,B687724455394AB99CB56BFDB7A49AB3.html
Tüm hakları saklıdır.