Çorap ve iç çamaşırlarımı her sezon değiştiriyorum

* Stil sahibi bir görüntünüz var... En son kendinize ne aldınız?
Amerika'dan Yves Saint Laurent marka krokodil bir kemer aldım. Şu sıralar son gözdem o.

* Genelde yurtdışından alışveriş edenlerden misiniz?
Evet, çünkü sevdiğim stilde kıyafetleri ancak orada bulabiliyorum. İngiliz ya da Fransız kesimleri seviyorum. Christian Dior ve Yves Saint Laurent, kesim olarak bana daha uygun. İkinci el dükkanlara da gidiyorum. Eskiden daha ucuzdu o tip şeyler, artık pahalılaştı. Mesela 55 senelik bir deri montum var, ona bayılıyorum.

MODAYA ÇABUK ALIŞIRIM

* Eskiden aldığınız şeyler de durur mu? Yoksa çabuk mı sıkılırsınız?
Sevdiğim kıyafetleri kategorilere ayırırım. 'A sınıfı' olmayanlar, bir sezon sonra arkadaşlarıma gider. Fakat ilk albümüm çıktığında çektirdiğim fotoğraftaki ayakkabılarım duyuyor mesela. Eskidikçe güzelleşen ayakkabılar onlar. Ayrıca her sezon bütün iç çamaşırlarımı ve çoraplarımı değiştirim. Biraz eskiyeni hemen atarım.

* Modaya ne kadar uyarsınız?
Moda olayına çabuk alışmaya çalışıyorum. Çünkü biraz gecikirsen 'çok geçen sene' giyinmiş oluyorsun. Fakat tam anlamıyla da modanın merkezine oturmuyorum. Hep bana özel olsun istiyorum. Mesela hiçbir zaman sadece bir markanın kıyafetlerini giyip çıkmadım ortalığa. Karıştırmayı seviyorum. Yurtdışından kumaş seçip, kendime göre takım diktiriyorum.

* Dar kesimlerden hoşlanıyorsunuz...
Evet, o yüzden Türkiye'de pek birşey bulamıyorum. Üzerime göre diktiriyorum. İdeal olanı terzi... Böylece tam vücuduna oturan şeylere sahip oluyorsun.

* Hastalık derecesinde takıntılı olduğunuz bir marka var mı?
Hayır, yok. Kıyafet işine önem veriyorum ama bir yandan da çok önemli olmadığının farkındayım.